Kırkpınar Yağlı Güreşleri:Türk kültürünün en köklü ve görkemli spor geleneği olan Kırkpınar Yağlı Güreşleri, sadece Türkiye’nin değil, tüm dünyanın en eski organizasyonları arasında yer alıyor. Edirne’nin Sarayiçi mevkiinde her yıl düzenlenen bu büyük şölen, UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi’nde yer alarak insanlık tarihine armağan edilmiş eşsiz bir miras haline geldi.
Kırkpınar, gücü, mertliği, sabrı ve ahlakı bir araya getiren bir er meydanı olmasının yanı sıra, Türk’ün tarih boyunca taşıdığı kültürel değerlerin de canlı bir sembolüdür.
Kırkpınar’ın Doğuşuna Dair Efsaneler
Kırkpınar’ın başlangıcı farklı efsanelere dayandırılır. En yaygın anlatıya göre; 1357 yılında Orhan Gazi’nin Rumeli seferleri sırasında Süleyman Paşa önderliğindeki akıncılar Edirne civarına gelir. Samona’da mola veren kırk yiğit, güreşe tutuşur. Aralarında bulunan Ali ve Selim adlı kardeşler günlerce güreşse de yenişemez ve nihayetinde can verirler. Daha sonra 1361’de Edirne’yi fetheden Murad Bey, bu kırk yiğidin anısına güreşler düzenlenmesini emreder. Böylece Kırkpınar Güreşleri tarihe geçer ve her yıl Hıdırellez günü tekrarlanarak gelenek halini alır.
Diğer bir görüş ise, ünlü araştırmacı Prof. Dr. M. Atıf Kahraman tarafından dile getirilmiştir. Kahraman’a göre Kırkpınar efsanesi yalnızca söylencelerden ibaret değildir; “kırk” sayısı Türklerin dini ve kültürel yaşamında özel bir yere sahiptir. “Kırk yiğit”, “Kırklar Dağı”, “Kırk evliya” gibi kavramlar Türk ve Anadolu halk kültüründe kutsallık taşır. Ayrıca Rumeli’de Müslüman ve Hristiyan toplulukların su kaynaklarına (Ayazma) dair ortak inançlarının da Kırkpınar geleneğinin oluşmasında etkili olduğu belirtilir.
Bir başka iddiaya göre ise, Sarı Saltuk’un 1265 yılında Edirne yakınlarındaki panayırlarda güreşler düzenletmesi, Kırkpınar’ın kökeninde yatar. Bu görüş, Osmanlı öncesinde bile Rumeli’de Türk güreşinin izlerini gösterir.
Tarihten Günümüze Kırkpınar’ın Yolculuğu
Kırkpınar, her yıl düzenli şekilde kutlanmasına rağmen, savaşlar ve olağanüstü koşullar nedeniyle bazı dönemlerde yapılamamıştır:
- 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı sırasında dört yıl ara verildi.
- 1912-1913 Balkan Savaşları sırasında Edirne’nin işgali nedeniyle güreşler durdu.
- I. Dünya Savaşı (1914-1918) ve sonrasındaki Yunan işgali yıllarında (1919-1922) Kırkpınar yapılamadı.
- Cumhuriyet’in ilanıyla birlikte, 18 Mayıs 1924’te altı Edirneli öncünün girişimiyle Sarayiçi’nde yeniden düzenlenmeye başlandı.
- 2020 yılında ise Covid-19 salgını nedeniyle güreşler bir kez daha gerçekleştirilemedi.
Cumhuriyet döneminde, özellikle 1930’lardan itibaren Kırkpınar, Çocuk Esirgeme Kurumu yararına düzenlenerek sosyal bir sorumluluk boyutu kazandı. Daha sonra organizasyon yetkisi Edirne Belediyesi’ne geçti ve bugünkü modern festival formatı oluştu.
Kırkpınar’ın Kuralları ve Güreşin Doğası
Kırkpınar’ı diğer sporlardan ayıran en önemli özellik, pehlivanların zeytinyağı ile yağlanması ve kispet giymesidir. Bu gelenek, güreşi hem zorlaştırır hem de adil hale getirir.
Güreşler, cazgırların coşkulu dualarıyla başlar:
“Pehlivanlar er meydanına!”
Amaç, rakibin sırtını yere getirmek ya da onu tam anlamıyla kontrol altına almaktır. Güç kadar, strateji, sabır ve zekâ da belirleyici unsurlardır.
Tarihi asırlara dayanan, Türk milletinin gücünü, cesaretini ve ferasetini temsil eden 664. Kırkpınar Yağlı Güreşleri’ndeyiz!🇹🇷 pic.twitter.com/Jcbb7TeaDv
— Dr. Osman Aşkın Bak (@OA_BAK) July 6, 2025
Tarihe Damga Vuran Başpehlivanlar
Kırkpınar tarihinde efsaneleşmiş başpehlivanlar, Türk güreşinin onur tablosunu oluşturur.
- Kel Aliço (1845-1922): 27 yıl boyunca başpehlivanlığı kimseye kaptırmadı. “Pehlivanların sultanı” olarak anıldı. Dönemin padişahı sultan Abdülaziz ile güreştiği bilinmekte
- Koca Yusuf (1857-1898) Grekoromen güreşi yapan ilk Türk pehlivan olduğu sanılan sporcu, 1885’te Kırkpınar başpehlivanı oldu. 1894’ten itibaren Avrupa ve ABD’de dönemin ünlü güreşçileriyle karşılaştı. 1,91 boyunda ve 138 kiloydu. ABD turnesinden dönerken Atlantik Okyanusunda, gemi kazasında hayatını kaybetti.
- Kara Ahmet (1870-1902): 1899’da Paris’te “Dünya Şampiyonu” oldu, Türk güreşini Avrupa’ya tanıttı.
- Adalı Halil (1870-1927): Kel Aliço’nun öğrencisi, teknik zekâsıyla Kırkpınar’da birçok kez şampiyon oldu.
- Kurtdereli Mehmet (1864-1939): Osmanlı ve Cumhuriyet döneminin köprüsü niteliğindeki pehlivan, Atatürk’ten takdirname aldı.
- Cumhuriyet Döneminin Modern Yıldızları: Recep Kara, Ali Gürbüz, İsmail Balaban, Orhan Okulu gibi pehlivanlar günümüzde er meydanının yeni kahramanlarıdır.
Panayırdan Festivale
Kırkpınar, ilk yıllarında bir panayır havasında kutlanırken, zamanla yalnızca güreşlerin değil, aynı zamanda kültür ve sanat etkinliklerinin de merkezi haline geldi.
- 1966’dan itibaren “Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri ve Kültür Sanat Etkinlikleri” adıyla kutlanmaya başlandı.
- 2008’de “Avrupalı Seçkin Destinasyonlar Ödülü” kazanıldı.
- 2010’da ise UNESCO tarafından “İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası” listesine alındı.
Bugün Kırkpınar, Edirne Belediyesi’nin organizasyonu ile bir hafta boyunca konserler, sergiler ve çeşitli şenliklerle kutlanıyor.
Modern Düzenlemeler
Türkiye Geleneksel Güreşler Federasyonu, 2023 yılında Kırkpınar’a lig usulü sistem getirdi. 7 etaptan oluşan bu formatta ilk 32’ye giren başpehlivanlar doğrudan er meydanına çıkma hakkı kazandı. 2024 yılında 663. Kırkpınar bu sistemle yapıldı.
Ancak 2025’te yapılan yeni düzenleme ile yaş sınırlaması ve ön eleme kaldırıldı. Artık CW liginden gelen puanlamaya göre 8 pehlivan belirleniyor. Böylece Kırkpınar daha adil ve rekabetçi bir yapıya kavuştu.
📍Sarayiçi Er Meydanı
— Dr. Fatma Aksal (@fatmaaksal) July 5, 2025
4 Temmuz 2025
664. Tarihi #Kırkpınar Yağlı Güreşleri’nin Edirne Sarayiçi’nde gerçekleştirilen açılış törenine katıldık.
300 minareden ezan sesi midir gelen; yoksa 40 davulun sesi mi?
Yoksa Koca Yusuf mudur gelen?
Sarayiçi Kırkpınar kaynıyor, Adalı mıdır… pic.twitter.com/uwBK1q5B7t
Kırkpınar’ın Kültürel Önemi
Kırkpınar, sadece güreşlerin yapıldığı bir alan değil; aynı zamanda Türk kültürünün, dostluğun ve kardeşliğin sembolüdür. Rakibini yenen pehlivan kibirlenmez, onun elini kaldırarak saygısını gösterir. Bu da Kırkpınar’ı bir sporun ötesine taşıyarak ahlaki bir okul haline getirir.
Her yaz binlerce yerli ve yabancı turist Edirne’ye akın eder. Kırkpınar, şehrin ekonomisine büyük katkı sağlarken, aynı zamanda Anadolu’nun misafirperverlik kültürünü dünyaya tanıtır.
Kırkpınar Yağlı Güreşleri, asırlardır süren bir gelenek olmanın ötesinde, Türk kimliğinin, kültürünün ve ahlak anlayışının yansımasıdır. Tarihin efsanelerinden doğan bu er meydanı, hem geçmişi yaşatmakta hem de geleceğe ışık tutmaktadır.
Her temmuz ayında Edirne’de yeniden doğan Kırkpınar, bugün hâlâ “Bitmeyen Güreşin Devam Eden Efsanesi” olarak varlığını sürdürmekte ve insanlığa kültürel bir miras sunmaktadır.
Gökhan bey 664 yıldır Kayıtlı bilinen organize edilen
Bilinmeyen yüzlerce yıl dır devam eden Türk’ün ata sporu yağlı güreşe ilgi göstermenizden dolayı ziyadesiyle memnun oldum teşekkür ederimm bütün temennim geleneksel kalıpların içinde kalınarak ata sporumuzun daha nice 664 yıllara da uzanmasını temenni ediyor size iyi çalışmalar diliyorum
Değerli youmunuz için çok teşekkür ederim.
Varolun 👍🥊